Aydınlık Geleceğin Partisi Genel Başkanı Murat Danacı’dan Cezaevi ve Adalet Sistemi Çıkışı
Aydınlık Geleceğin Partisi (AGP) Genel Başkanı Murat Danacı, ülkedeki adalet sistemine ve cezaevi koşullarına ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Danacı, özellikle hafif suçlardan hüküm giyen vatandaşların cezaevlerinde yoğunluk oluşturduğunu belirterek, denetimli serbestliğin daha geniş kapsamlı uygulanması gerektiğini söyledi.
“Bir koğuşta 120 kişi kalmamalı”
Cezaevlerindeki aşırı yoğunluğu eleştiren Danacı, bazı cezaevlerinde bir koğuşta 120 kişiye kadar mahkûm bulunduğunu ve bunun kabul edilemez olduğunu ifade etti. Danacı, “Ülkemizde adalet kalmadı; cezaevine girenlerin sayısı artık haddi hesabı aştı. Özellikle ufak çaplı borç ve evrak hataları nedeniyle insanlar yıllarca hapis yatmak zorunda kalıyor” dedi.
“Suçlu ile masumu ayırmak devletin görevidir”
Konuşmasında hangi suçların ağır kabul edilmesi gerektiğine dair görüşlerini de paylaşan Danacı, terör, hırsızlık, uyuşturucu ticareti, çocuk istismarı, tecavüz, cinayet, organize suçlar ve kadına yönelik şiddet gibi suçların toplum güvenliği açısından en ağır kategoride değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Danacı, “Bu tür suçlara karışanlar elbette ki hak ettiği cezayı çekmelidir. Fakat borç nedeniyle tahhüt veremeyen, çek senet işlemlerinde zor durumda kalan veya evrakta hataya düşen vatandaşları aynı kefeye koymak adil değildir” ifadelerini kullandı.
“Hafif suçlarda adli para cezası genişletilmeli”
Genel Başkan Danacı, ceza yargılamasında adli para cezasının daha etkin şekilde kullanılması gerektiğini belirtti. Özellikle evrakta hata, çek-senet uyuşmazlıkları veya ticari kaynaklı anlaşmazlıklarda toplumun suçsuz insanların hapse girmesinden büyük rahatsızlık duyduğunu dile getirdi.
“Adalet hem cezalandırır hem korur”
Danacı, açıklamalarının sonunda adalet sisteminin yalnızca cezalandırıcı değil, aynı zamanda koruyucu bir mekanizma olması gerektiğini söyleyerek sözlerini şöyle tamamladı:
“Amacımız suçu artırmak değil, adaleti yerli yerine oturtmaktır. Suçlu ile hatalıyı, kötü niyetli ile iyi niyetliyi ayırmak devletin ve hukukun en temel görevidir
